Batıl İnançlar
ÖSS Geyikleri
ÖSS için soru yaklaşımları (1)
Bir miktar para Ali, Veli ve Mehmet arasında eşit olarak paylaştırılacaktır.Ama Mehmet; "Benim yaşım büyük niye eşit paylaşalım ki?" diyerek Ali ve Veli'in ağzını burnunu kırmak suretiyle parnın büyük bir kısmını alıyor.Geriye kalan paraları ALi ve Veli'ye eşit dağıtalım bari derken, Ali babasını çağırıyor ve Mehmet'i dövdürerek bütün parasını alıyor.Bu olaylardan korkan Veli para almaktan vazgeçiyor ve kaçıyor. Mehmet ve Ali nekadar para almıştır?
ÖSS için soru yaklaşımları (2)
Ali'nin elinde 120 litrelik alkol-su karışımı vardır.Bu karışımın %40'ı alkoldür.Tam bu sırada Ali kızarkadaşıyla kavga ediyor ve efkârlanıp alkolün bir kısmını içiyor.Bir süre sonra alkol-su karışımındaki alkolün %20'sinin kaldığı gözleniyor.Ali kızarkadaşını arıyor ama kızarkadaşı telefonu kapattığından Ali batsın bu dünya diyor ve biraz daha alkol içiyor.Son durumda karışımdaki alkol oranı %7 olduğuna göre, Ali'yi bir trafik polisi çevirse kaç promil alkollü çıkar?
ÖSS için soru yaklaşımları (3)
Hızları 60 km/sa ve 50 km/sa iki kamyon aynı anda farklı yerlerden birbirlerine doğru harekete geçiyorlar.&0'la giden kamyon şoförünün iki gündür uykusuz olduğu ve 50 ile giden kamyoncununda 250 promil alkollü olduğu bilindiğine göre bu iki araç kaç saat sonra kaza yapar?
ÖSS için soru yaklaşımları (4)
Bir banka Türk Lirası'na yıllık %20 faiz uyguluyor.Bunu duyan eleman hemen parasını o bankaya yatırıyor.Bizim eleman parasını ne kadar süreliğine bankaya yatırmalı ki banka batmadan ya da hortumlanmadan parasını çekebilsin?
ÖSS için soru yaklaşımları (5)
Galatasaray-Fenerbahçe derbisi olduğu gün bir otobüste Galatasaraylılar ile Fenerbahçeliler yanyana oturuyor.Maç Ali Sami Yen Stadı'nda olduğuna göre ve otobüs Taksim'den kalktığına göre stada gelinceye kadar otobüste kaç fenerli kaç cimbomlu kalır?
Şıklar yok biliyoruma ama o kadar da hazıra konmayın canım :)
(kaynak:www.payidar.net)
İnci Profiterol
Kağıt katlama sanatı: Origami
Bi arkadaşım bana kurbağa yapmıştı, çok şirin hala saklıyorum.
Bu işi çok ileri boyutlara taşıyıp, neler neler yapmışlar. Mesela Nokia cep telefonu yapmışlar şok oldum.
Kimberly Hu tarafından tasarlanan bu Nokia modelini katlayarak cebinize koyabiliyorsunuz. Belki de kredi kartınızı ve para koyacak cebi olan aksesuarları bile satışa sunulacak. Görsel ve işlevsel olarak üstün özelliklere sahip bu telefonu artık ister zarf yapın, ister gemi.
Başka bir teknoloji ürünü: Origami PC
Almanya'nın Hannover kentinde 2006 Uluslararası Bilgisayar ve Bilişim Fuarı CeBIT'te Microsoft, İntel ve Samsung şirketleri, ortak geliştirdikleri yeni minyatür taşınabilir bilgisayar "Ultra Mobile Origami PC"yi (UMPC) tanıttı.
İntel Celeron işlemcili ve Windows XP'nin 2005 Tablet PC işletim sistemini kullanan 20x15 cm boyutlarındaki yeni bilgisayarın dokunsal bir ekranı bulunuyor. Yeni PC'nin MP3 çalabilme özelliğinin yanı sıra GPS (küresel konumlandırma sistemi) ve kablosuz internet bağlantısı bulunuyor.
Microsoft'un bir süredir üzerinde çalıştığı ve "Origami Projesi" adı verilen çalışmanın ürünü yeni tür bilgisayar, Windows XP'nin gücü ile hazır mobil teknolojileri bir araya getirerek, küçük, hafif ve her yere taşınabilir özelliğiyle internete bağlanma, iletişim kurma, her yerde her türlü işi yapabilmenin yanı sıra eğlence ve bilgi alma özgürlüğünü sağlıyor.
Anlaşılan bu üründe katlama falan yok, bi sürü özelliği biraraya topladık, kağıt tuzluk kadar basit hale getirdik gibi bi durum:)
Kankam Murphy ve peşimi bırakmayan kanunları:)
İşte bizim Murphy'nin hikayesi:
Kaptan Murphy 1949'da; insan bedeninin en fazla ne kadar ivmeye dayanabileceğini bulmasını sağlaması gereken, U.S. Air Force'un roket nakliye programı için mühendis olarak test alanında bulunuyordu. Çok pahalı olan bu deney sırasında denek üzerine 16 adet ölçüm cihazı bağlandı. Birisinin tüm cihazları yanlış bir yöntemle bağlaması, deneyin başarısız olmasına yol açtı. Bu deneyim Murphy'nin temel kanununu oluşturmasını sağladı.
Murphy Kanunları'nın temeli şu söze dayanır:
"Eğer bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar veya felaket doğuracaksa; kesinlikle bu olasılık gerçekleşecektir."
Bunlar da meşhur genel kuralları:
1. Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir.
2. Bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir.
3. Bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır.
4. Bir şeyin olma olasılığı, istenme olasılığı ile ters orantılıdır.
5. Er ya da geç olası en kötü koşullar zincirlemesi vuku bulacaktır.
6. Ne zaman bir şeyden vazgeçseniz, vazgeçtiğiniz o şey size geri gelir.
7. Olmuyorsa zorlayın, kırılırsa zaten değişmesi gerekirdi.
8. Ne kadar beklersen bekle istendiği zaman gelecektir.
Örnekler:
* Yere düşen her şey ulaşılması en zor köşeye yuvarlanır.
* Ne zaman arabamı yıkasam yağmur yağar, yağmur yağacağı için arabamı yıkamadığımda yağmur yağmaz.
* Reçelli ekmek ne zaman yere düşse reçelli kısmı hep yere gelir.
* Özür dilemek, izin almaktan daha kolaydır.
* Uyuyan bir bebek, anne babası uykuya dalınca uyanır.
* Bir şey tamir ederken elin tamamen yağlandığında burnun kaşınır.
* İnsanların seni seyretme olasılığı düştüğün komik durum ile doğru orantılıdır.
* Yanlış numara çevirdiğinde çevrilen numara kesinlikle meşgul değildir. (:))))
* Patronuna lastiğin patladığı için geç kaldığını söylediğinde ertesi gün lastiğin gerçekten patlar.
* Gırgır geçmeye başladığın anda patron kapıda görünür.
* Sıkışık trafikte şerit değiştirdiğinde, terk ettiğin şerit daha hızlı akmaya başlar.(her zaman)
* Duşa girip ıslandığında telefon çalar. (genelde)
* Birileri ile karşılaşma ihtimalin, görünmek istemediğin zaman en üst düzeydedir. (saklandıkça ışık yaymak gibi bişey)
* Bir makinenin çalışmadığını ispat etmen gerektiğinde kesin çalışır. (ne zaman teknik servisi arasam onlar gelince bilgisayar normal çalışmaya başlar)
* Kaşıntının şiddeti ulaşma zorluğun ile doğru orantılıdır. (mesela sırtının tam ortası)
* Sinemada sıranın ortasında oturanlar salona en son girerler. (sinir olurum)
* Ayağınıza tam oturan bir ayakkabı kesinlikle mağazadaki ayakkabıların en çirkinidir. (her zaman)
* Herhangi bir şeyi beğendiğinizde derhal üretimden kaldırılır.
* Birşeye ulaşmak istediğinizde ve ulaşamayıp umudunuzu kestiğiniz anda,bir yerden bir şekilde size gelir. (40 kez baktıgın yerde, 41. de buluverirsin)
* İşler yolunda gittiği zaman mutlaka bir terslik vardır.
* Aradığınız şeyi baktığınız en son yerde bulursunuz.
* Herhangi bir bilgide sayılar çok doğru gözüküyorsa boşuna kontrol etmeyin, yanlıştırlar.
* Eğer son dakika olmasaydı, hiçbir önemli is yetiştirilemezdi..
* Bir teklifin gerçek olması güvenilir olmasını gerektirmediği gibi, güvenilir bir teklifin de gerçek olması gerekmez.
* Telefon çalmasını beklediğin süreler boyunca çalmayacak, ancak başından ayrılıp başka bir işle meşgul olduğun anda çalıp seni bölecektir. (en çok başıma gelen olay)
* Siz sınavlara istediğiniz kadar çalışın, sonunda her zaman çalışmadığınız bir yerden çıkacaktır!
* Hiç kimse tam dengi olanı bulamaz.
* Bir çift gördügünüzde ya erkeği kadına ya da kadını erkeğe yakıştıramazsınız.
* Ne zaman sınavlara çalışacak olsanız uykunuz gelir, sınavdan sonra uykunuz açılır. (okulu bitirdiniz oh kurtuldum dediniz ama yanılıyorsunuz, işe başladınız bir rapor yetiştermeniz gerekiyor, işte tam o anda yine uykunuz gelir)
* Piyangoda para kazandığınız gün,ölümünüze fazla kalmamıştır.
* Dakikalarca beklediğin ve gelmeyen otobüs sen tam sigara yaktığında gelecektir.
* Sigara dumanı herzaman sigara içmeyen kişiye doğru gelir. (sigara dumanından nefret ederim ve hep üstüme üstüme gelir)
Ağustos Böceği
Ağustos böceği hani şu meşhur masalda bütün yaz çalgı çengi ortam yapıp kış gelince karıncanın kapısına dayanan böcek. Aslında bu masalın da değişik versiyonları varmış. Mesela bir tanesinde ağustos böceği karıncanın kapısını çaldığında yiyecek istemek yerine "hey karınca buralar soğudu, ben karayiplere gidiyorum oralardan bişey ister misin?" diye soruyor :) bir diğer versiyonunda yine bütün yaz saz çalmış, kışın karıncanın kapısına gidince karınca bildiğimiz gibi "ne o bütün yaz saz çalınca şimdi aç mı kaldın?" diyor. Ama bizim böcüğün cevabı farklı. "valla bütün yaz saz çalıp şarkı söyleyince bayağı bir para biriktirdim üstüne bi de meşhur oldum turneye çıkıyorum" diyor :) karınca da "Fransa'ya uğrayacaksan La Fontaine denen şerefsize de benden selam söyle" diyor :D
Fakat benim en şaşırdığım bu bütün yaz cırcır ötüp insanı çıldırtan böceğin ölüm şekli oldu. Meğer bu çatlayasıcalar öyle cır cır cır öterken gerçekten de çatlayarak ölüyormuş! :) Açıkçası hiiiiç üzülmedim. Hakediyolar. Ne var o kadar bağıracak?